Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs yüzünden tüm sektörler ekonomik olarak etkileniyor. Her ne kadar salgın süresince işten çıkarma yasağı bulunuyor olsa da yasağın sona ermesinden sonra işten çıkarmaların yaşanması tedirginlik yaratıyor. Böyle bir durum olması halinde ise çalışanların arabulucuya başvuru kısmında dikkatli olmaları gerekiyor.

Arabulucu Kısmı Önemli

Özellikle son zamanlarda koroanvirüs salgını nedeniyle işten çıkarmalar TBMM’den geçen yasa ile birlikte yasaklanmış olsa da yasağın bitmesinin ardından pek çok sektör ekonomik olarak olumsuz etkilendiği için işten çıkarmaların yaşanabilmesi tedirginlik yaratıyor. Bu bakımdan çalışanların önceden işten çıkarma durumunda kalmaları halinde ne yapmaları gerektiğini bilmeleri önem taşıyor. Bu noktada önemli olan kısım arabulucu aşamasının doğru bir şekilde göz önünde tutulmasıdır. Çünkü arabulucu sürecinde talep edilmeyecek alacaklar için dava aşamasında da herhangi bir hak iddiası oluşmamaktadır. Bireysel ya da toplu olarak yapılmış iş sözleşmelerinde çalışan ya da işveren alacakları veya tazminat ile işe iade davalarının görülmesinde, mahkeme öncelikle arabulucuya başvuru yapma şartı aramaktadır. 2018 tarihinden itibaren bu konularda dava açmadan evvel mutlaka arabulucuya gidilmesi gerekiyor. Arabulucuya gidilmiş olsa bile arabulucuda anlaşma yapma zorunluluğu bulunmuyor. Salgın önlemleri kapsamında ise işten çıkarma yasaklandı. Yasak kararının yürürlükte olmasına rağmen son bulacağı tarihte işten çıkarmalar, salgının ekonomik etkileri kapsamında beklenmektedir. Bu yüzden çalışanların herhangi bir şekilde hak kaybı yaşamamaları için arabulucu aşamasında oldukça dikkatli olmaları gerekiyor.

Arabulucu Başvurusunda Önemli Noktalar

Arabulucuya başvuru 2018 tarihindeki yönetmelik kurallarına göre yapılıyor. Bunun için başvuruda bulunan kimselerin öncelikle bir form doldurmaları gerekiyor. Doldurulacak olan söz konusu formda çalışan ve işveren arasındaki tüm alacaklar ya da anlaşmazlıkların ayrı ayrı ve açık bir şekilde ifade edilmesi gerekiyor. Talep edilen alacaklara yönelik ilişkin kutucukların da başvuru forumda bir bir işaretlenmesi önem taşıyor. Ayrıca sadece dava açabilmek için değil, aynı zamanda her bir alacak türü için de arabulucuya başvurmak gerekiyor. Örnek olarak arabulucuya yapılmış başvuruda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacakları gibi talepler bulunuyorsa, başvuru yapan kişinin arabulucuda anlaşma sağlanamaması halinde dava açması durumunda eksik ücret ya da fazla mesai taleplerinde bulunamıyor. Mahkeme sadece arabulucu için yapılmış olan başvuruları dikkate almaktadır.

Zaman Aşımı Göz Önünde Tutulmalı

Çalışan ve işveren arasında arabulucuya başvuru süresi bakımından beş yıllık zaman aşımı uygulanıyor. Bu bakımdan beş yılı aşmamak kaydıyla çalışan ve işveren arabulucuya bu süre içinde istedikleri zaman zarfında başvuru yapabiliyorlar. Fakat işe iade davalarında durum değişiyor. İşe iade sorunlarının çözümü için arabulucuya 30 gün içinde başvuru yapılması gerekmektedir. 30 günlük süre ise iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte değil, fesih bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren başlamaktadır, bu noktaya dikkat edilmelidir. Örnek olarak 18 Kasım 2020 tarihinden geçerli olacak şekilde 18 Ekim 2020 tarihinde iş sözleşmesinin feshedilmesine yönelik çalışana bildirim yapılması halinde, 18 Kasım’a kadar mutlaka arabulucu başvurusu yapılması gerekmektedir. Diğer bir deyişle işverenden işten çıkarma bildirimi almış olan çalışan vakit kaybetmeden harekete geçmeli, bildirim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde de işe iade talebinde bulunmak istiyorsa arabulucu için başvurusunu yapmalıdır. Otuz günlük sürenin kaçırılması halinde ise çalışanın işe iade davası açma hakkı ortadan kalkmaktadır. Fakat işe iade davası açamamalarına rağmen kıdem ve ihbar tazminatı konuları başta olmak üzere şayet diğer alacakları için de beş yıl içinde yine arabulucuya başvuru yapma olanakları bulunmaktadır.
Editör: TE Bilisim