Kısa çalışma ödeneği koronavirüs tedbirleri kapsamında Eylül itibariyle 2 ay daha uzatıldı. Virüsün işyerlerine ekonomik olarak sebep olduğu etkileri ortadan kaldırmak için kullanılan kısa çalışma ödeneği ise pek çok işyeri tarafından istismar edilmeye başlandı. Buna göre bankalar dahi bu ödeneği kullanmaya başladılar.

Kısa Çalışma Ödeneğinde Denetim Yok

Kısa çalışma ödeneği bizzat İŞKUR tarafından şu şekilde tanımlanıyor; genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz ya da zor nedenlerden ötürü işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması ya da süreklilik koşulu aranmadan işyerinde faaliyetin tamamen ya da kısmen en az dört hafta sür ile dondurulması durumunda, işyerinde üç ayı aşmayacak şekilde sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlamakta olan bir yöntemdir. Bu tanıma göre kısa çalışma ödeneğinden pek çok kuruluşun ya da işyerinin yararlanmaması gerekiyor. Ancak yakın zamanda öğrenilen bilgilere göre Türkiye’nin önde gelen bankalarından birisi kısa çalışma ödeneğinden yararlandığı açığa çıktı. Söz konusu banka kısa çalışma ödeneğine başvuru yapıyor ve sonuçta İŞKUR müfettişlerini de ikna ederek ödenekten yararlanmaya hak kazanıyor. Halbuki bu ödenekten yararlanmak için; işverenin kısa çalışma ödeneği talebinin karşılanması için görevliler tarafından yapılacak incelemeye uygun şartlar içermesi, kısa çalışmaya tabii olacak çalışanların kısa çalışmanın başladığı tarihte çalışma sürelerini ve prim ödeme şartlarını sağlamış olması, görevliler tarafından yapılacak inceleme sonucunda kısa çalışmaya dahil edilecekler listesinde çalışan bilgilerinin bulunması gerekmektedir. Fakat bankanın Türkiye’nin farklı bölgelerinde pek çok şubesi göz önünde tutulursa, kısa çalışma ödeneğinden nasıl yararlanmıştır?

Banka Kendi Başvuru Yapmış

Kısa çalışma ödeneği almak için başvuruların işveren tarafından yapılması gerekiyor, zaten böyle bir noktanın bulunması daha çok küçük ya da orta çapta işletmeleri ekonomik krizin etkileyeceğinin düşünülmesi. Ancak bankanın kısa çalışma ödeneğine başvurması, üst yönetimden yazılı onay alınarak başvuru yapılmış. Çalışanların maaşı bankaya külfet oluşturmuş ve bu yüzden virüs öne sürülerek çalışanlara maaşlarının karşılanması talep edilmiş. Bu durumda ödenekten yararlanmak için resmi olarak İŞKUR’un tanımı “genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz ya da zor nedenlerden ötürü işyeri çalışma koşullarını önemli ölçüde azalttığı ya da donduğu yönünde” iken bu durum bankacılık sektörü için geçerli midir?

Bankacılık Sektörü Zor Durumda Değil

Her ne kadar İŞKUR tarafından söz konusu bankaya kısa çalışma ödeneği veriliyor olsa da bankacılık sektörünün hiç de zor durumda olmadığı, hatta koronavirüs salgını yüzünden ihtiyaç kredisi başta olmak üzere pek çok kredi de önceki dönemlere göre müthiş bir ivmelenme yaşadığı görülüyor. 2019 yılında net kâr 24,8 milyar TL iken henüz 2020 verilerine göre net kâr oranı 30,7 milyar TL olarak görülüyor. Aktif büyüklük de 1,5 Trilyon TL’ye ulaştı ve geçen yıla göre sektör yüzde 34,75 oranında büyüdü. Bu bakımdan her açıdan büyüme gösteren bir sektör içindeki bankanın kısa çalışma ödeneği kapsamı içinde destek alması ödeneğin istismar edilmesine bir örnektir. Kısa çalışma ödeneğindeki destekler işsizlik fonundan sağlandığı için de bu durum başkalarının hakkı açısından da sorun yaratmaktadır. Ayrıca bankaların, tüm zor zamanlarda bile net kâr oranlarını yükseltirken çalışanlarını aylık 1100 TL’ye mahkum hale getirmeleri, çalışanları için de haksızlık ve iş ahlakına uymayan bir tutum olmaktadır. Bu yüzden, kısa çalışma ödeneğine başvuru yapacak işyerleri ve kuruluşların detaylı bir şekilde incelenmesi İŞKUR tarafından daha sağlam bir şekilde yapılmalıdır. Özellikle sektör bazlı başvurularda sektörün içinde bulunduğu durum mutlaka göz önünde olmalıdır.
Editör: TE Bilisim