İş yaşamının önemli bir kısmını kadın çalışanlar oluşturmaktadır. Ancak kadın çalışan istihdamı henüz yeteri seviyede olmadığından kadınların istihdam edilmesini kolaylaştırmak için kadın işçilerin çalışma koşulları pozitif anlamda farklılıklar taşımaktadır. Kadın çalışanların bu haklarını bilmeleri iş yaşamında daha rahat etmelerini sağlayacaktır.

Kadın İşçilerin Çalışma Koşulları Neler?

Kadın işçilerin çalışma koşulları yasalar kapsamında koruma altında tutulmaktadır. Anayasanın 50’nci maddesi kapsamında hiç kimse cinsiyetine uygun olmayan işlerde çalıştırılamamaktadır. Yaşı küçük olanlar ve kadınlar bu bakımdan çalışma şartları bakımından koruma altındadırlar. Anayasanın bu düzenlemesinin yanında biyolojik ve fizyolojik farklılıklar nedeniyle kadınların çalışma yaşamında korunması için 4857 sayılı kanun ve 5510 sayılı SGK kanunu kapsamında pozitif ayrımcılık yapılmıştır. Bu bakımdan öncelikle bilinmesi gereken nokta iş kanunu çerçevesinde kadınların çalışma yaşamında eşit tutulmaları gerekmektedir. Kadınların iş yaşamında pozitif ayrımcılık ile değerlendirilmesi erkek çalışanlara göre ayrımcılık yapılması anlamına gelmemektedir. Buradaki pozitif ayrımcılık ifadesi kadınların iş yaşamında uzun süreli istihdam edilmelerini sağlamak amacıyladır. İş Kanunu 5’inci madde kapsamında işveren, biyolojik ya da işin niteliğine dönük sebeplerin zorunlu olmaması halinde, bir işçiye iş sözleşmesi yapılmasında ve şartların oluşturulmasında cinsiyet ya da hamilelik nedeniyle dolaylı ya da doğrudan farklı işlem yapmamaktadır. Aynı ya da eşit değerde bir iş için cinsiyet yüzünden daha düşük ücret de kararlaştırılamamaktadır. İşçinin cinsiyeti sebebiyle özel koruyucu hükümlerin uygulanıyor olması daha düşük bir ücretin uygulanmasının önüne geçmektedir. Bu noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle aynı iş yapıldığı halde erkek çalışan daha yüksek ücret alıyorsa bu durumda kadın çalışanın aleyhinde bir durum söz konusu olduğundan ayrımcılık yapılıyor kabul edilmektedir ve bu durum iş yasalarına göre aykırıdır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda, işverenler dört aylık ücrete denk gelecek olan tazminat ödemek durumundadırlar.

Kadın Çalışanların Hamilelik Süreçleri

Kadın çalışanlar hamilelik konusunda da önemli haklara sahip bulunmaktadırlar. Hamilelik süresince kadın çalışanların dikkatli ve sağlıklı bir ortamda bulunmaları gerek kendi sağlıkları gerekse de bebeklerinin sağlıkları için büyük öneme sahiptir. Bu bakımdan kadın çalışanların hamilelik ve emzirme süreçlerinde işverenleri bilgilendirmeleri gerekmektedir. İlgili İş Kanunu 74’üncü maddesi uyarınca hamile çalışanlar doğum öncesinde sekiz, doğumdan sonra da sekiz hafta olmak üzere toplamda 16 haftalık izin alabilmektedirler. Çoğul hamilelik durumunun olması halinde ise izinli geçecek sekiz haftalık süreye iki hafta daha eklenmektedir. Bu izin mutlaka kullanılmalıdır çünkü ilgili yasalar uyarınca mesaiye ya da paraya çevrilemez. Ancak sağlık durumunun uygun olması şartı ile doktor onayı ile birlikte hamile çalışanlar talep ederlerse doğum öncesinde üç haftaya kadar işyerinde çalışabilmektedirler. Bu durumda ise hamile çalışanların çalışmış oldukları süreler doğum sonrasındaki sürelere eklenmektedirler. Hamile çalışanın erken doğum yapması durumunda ise doğumdan önce kullanmadığı süreler, doğum sonrasına eklenmektedir. Buna göre ön görülmüş olan süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doktor raporu ile birlikte doğumdan önce ve sonrasında artabilmektedir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir önemli nokta da hamilelik ile ilgili olarak belirlenen süreler kadın çalışanların yıllık izin hesaplarında çalışmış gibi gösterilmesine dayanmaktadır. Bu süreler kapsamında işe gelmeyen kadın çalışanların iş sözleşmeleri feshedilememektedir. Böyle bir durum olması halinde işverenin kadın çalışana tazminat ödemesi gerekmektedir. Aynı zamanda doğum yapmış olan kadın çalışanların da yasal hakları bulunmaktadır. Buna göre gebe ve emziren kadın çalışanların olduğu işletmelerde gerekli özel ve genel önlemlerin alınması gerekmektedir. İşyerinde yapılacak değerlendirme sonuçları ve sağlık ile güvenlik amacı ile alınması gereken kararlar gebe ve emziren çalışanlara bildirilmelidir. Bunun yanında sağlık ve güvenlik riski taşıyan işlerden gebe ya da emziren kadınların da uzak tutulması gerekmektedir. Eğer çalışma koşullarının ve çalışma saatlerinin uygun hale getirilmesi mümkün değilse bu durumda ilgili çalışanı başka işlerde görevlendirmek için gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Sağlık raporu kapsamında da gerekli görüldüğü hallerde hamile çalışanlar sağlıklarına uygun olacak hafif işlerde çalışmaktadırlar. Bu durumda maaşından ya da diğer haklarından herhangi bir kesinti yapılmamaktadır. İstediği zaman ise sosyal hakları saklı kalacak şekilde ücretsiz izin de kullanabilmektedir, bu durumda ise kullandığı izinler yıllık ücretli izin hakkından düşülmemektedir.

Doğum Yapan Çalışanların Hakları

Doğum yapan çalışanların hakları da tıpkı gebelik süreçlerinde olduğu gibi pozitif ayrımcılık kapsamındadır. Buna göre doğum yapan kadın çalışanlar altı aya kadar ücretsiz izin kullanabilmektedirler. Doğum sonrasında analık izninin bitmesinden itibaren kadın işçinin talebi halinde çocuğunun bakımı amacıyla birinci doğum için 60 gün, ikinci doğum için 120 gün, sonraki doğumlarda ise 180 gün süreyle ücretsiz izin hakkı verilebilmektedir. Çoğul doğumlarda ise bu durum 90, 150 ve 210 olarak uygulanmaktadır. Aynı zamanda kadın çalışanlar için günlük 2 saat emzirme süresi verilmektedir. Bu süreler kadın çalışanların mesai saatlerinden düşülmez, bu yüzden maaşlarında herhangi bir kesintiye sebep olmaz. Annenin emzirme saatlerini kendisi belirlemesi ve işverenin de bunu kabul etmesi gerekir. Aynı zamanda emzirme saatleri işverene göre ayarlanmaz, günlük olarak atlanamaz. Bu noktalar kapsamında kadın çalışanların hakları iş yaşamında daha uzun süreli ve daha fazla istihdam edilmeleri için olumlu ayrıcalıklar taşımaktadır.
Editör: TE Bilisim