Tüm dünyada salgın haline gelen koronavirüs özellikle ekonomik ve iş dünyasında da çeşitli sorunların oluşmasına neden oluyor. Bunun başında da işverenler ve çalışanlar arasında salgın yüzünden yaşanan çeşitli sorunlar gündem oluşturuyor. Salgının yeniden artış göstermesi kapsamında virüs testi pozitif çıkan işçinin işten çıkarılıp çıkarılmayacağı da merak ediliyor.

Çalışan Önlemlere Uymadığında Ne Olur?

Koronavirüs salgını yüzünden iş yerlerinde ve işveren – çalışan ilişkilerinde yeni düzenlemeler yapıldı. Salgının tehlikeli olması ve çeşitli sorunlara yol açması bakımından hem işverenlerin hem de çalışanların belirli noktalara dikkat etmesi gerekiyor. İlgili İş Kanunu kapsamında çalışanlar kendilerinin ve hareketlerinden ya da yaptıkları işten etkilenecek diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşüremezler. Bu bakımdan işveren tarafından salgın kapsamında işyerinde alınan tüm önlemlere çalışanların mutlak şekilde uymaları gerekmektedir. Eğer iş tanımına göre maske ve siperlik kullanmak gerekiyorsa, çalışanlar bu önlemleri harfiyen sağlamakla yükümlüdür. Uyarıya rağmen çalışan maske ya da siperlik takmamakta direniyorsa, mesafe kurallarına riayet etmiyorsa bu durumda öncelikle çalışan sözlü ve yazılı olarak uyarılacaktır. Yine uyarıla rağmen maske ve diğer hijyen kurallarına uygun şekilde davranmayan ve önce kendi yaşamını daha sonra da diğer çalışanların sağlığını riske düşürdüğü için söz konusu çalışan tazminatsız bir şekilde işten çıkarılabilmektedir. Bunun için virüs önlemlerine uymadığı ispatlanmalıdır.

Çalışan Virüs Kaptığında Ne Olur?

Eğer çalışan koronavirüs kapmışsa yani test sonucu pozitif çıkmışsa çalışan ve işveren için durum biraz farklılık taşımaktadır. Koronavirüs, ilgili İş Kanunu kapsamında zorlayıcı neden kapsamına girmiştir. Başka bir deyişle zorlayıcı neden ise İş Kanunu 25’inci maddesi kapsamında sel, deprem vb. doğal afet olaylarla ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantinaya alınması gibi durumları içermektedir. Virüs, zorlayıcı neden kapsamına girdiği için iş sözleşmesinin hem çalışan hem de işveren tarafından feshedilme hakkı bulunmaktadır. Koronavirüs zorlayıcı nedenlerden birisini oluşturduğu için bu durumda taraflardan birisi iş sözleşmesini feshedebilmektedir. İlgili İş Kanunu’nda bu durumda; “eğer işyerinde işçi 1 haftadan uzun süre çalışmaktan alıkoyan neden bulunuyorsa, işveren, işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan uzun süren bir nedenle iş duruyorsa, bu zaman işçi iş akdini haklı nedenlerle feshedilebilmektedir,” denilmektedir.

Ücretsiz İzin Alınabilir

Ancak işçinin koronavirüs kapması her durumda işveren tarafından işten çıkarılmıyor. Her ne kadar ilgili kanuna göre kişinin 1 hafta ya da daha uzun süreyle iş başında olmaması haklı fesih nedeni olsa da virüse yakalanan çalışan bu durumu sağlık raporu ile işyerine ilettiğinde ücretsiz izin alma hakkına da sahip. 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan 4A sigortalılarına raporlu oldukları günlerde herhangi bir ücret – maaş ödemesi yapılmıyor. Ücret ödenmediği için de sigorta primi de yatırılmıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu ise son bir yıl içinde çalışanın en az 120 gün primi ödenmişse bu durumda raporlu geçen günlere yönelik olarak geçici iş göremezlik raporu vermektedir. Geçici iş göremezlik ödeneği ise raporun 3’üncü gününden itibaren başlar. Raporlu geçen günlerde hastanede tedavi edilenlere prime esas kazancının yarısı, ayakta tedavi edilenlere ise prime esas kazancın 3’te 2’si ödemesi yapılmaktadır. Bu yüzden virüse yakalanmış çalışanın hemen işten ayrılması gerekmemektedir. Ancak kendisi işten ayrılmak istiyorsa, işveren de bu durumda kendisine öncelikle raporu tavsiye edemez, iş sözleşmesinin haklı olarak fesih edilmesini kabul etmek durumunda kalır. Eğer çalışan ya da işveren tarafından işten ayrılmama durumu talep ediliyorsa, ilgili rapor süresinin sonunda çalışan tekrar işine devam edecektir
Editör: TE Bilisim