ABD ile Ankara’da yapılan görüşmelerden sonra 13 maddelik mutabakat onaylanarak kamuoyuna açıklandı. Ardından Putin’le Soçi’de mutabakat için masaya oturuldu ve 10 maddelik bir mutabakat metni açıklan...

ABD ile Ankara’da yapılan görüşmelerden sonra 13 maddelik mutabakat onaylanarak kamuoyuna açıklandı. Ardından Putin’le Soçi’de mutabakat için masaya oturuldu ve 10 maddelik bir mutabakat metni açıklandı. Bu mutabakatlar Suriye’deki sorunun çözümü için oldukça önemli. Bizim sınır güvenliğimiz açısından da önemli. Bizim için üzücü olan sorunu Şam yönetimiyle yaşamamıza rağmen mutabakata varmak için ABD ve Rusya ile masaya oturmamız. Oysa son günlerde dillendirilen ve öne çıkan 1998yılında yapılan Adana mutabakatının önem kazanması. Bu mutabakata göre 1998 yılında Türkiye, Suriye topraklarında operasyon yaparak bebek katilinin buradan çıkarılmasını sağlamıştı. Burada önemli olan bu mutabakatın Şam yönetimiyle doğrudan yapılmış olmasıydı. Bugün ise muhatap olarak görüştüklerimiz ABD ve Rusya… Bu devletlerin, çıkarları gereği PKK/PYD/YPG adına bizimle masaya oturmaları ne acı verici bir durum! Mehmetçiğimizin sahada kazandığı zaferi masada kaybetmemeliyiz. Doğru ve güçlü bir diplomasi sergilememiz şart. Şu ana kadar yapılan görüşmelerde başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Diplomaside de bir zafer elde etmek zorundayız. Aksi takdirde bütün kazanımlarımızı kaybedebiliriz. Bu da, bugün yaşadığımız sorunun daha büyüğünü yaşamamıza sebep olur. ABD’yle yaşanan mektup skandalı hiçbir surette cevapsız bırakılmamalı, gerekli cevap gecikmeden verilmelidir. Bu mektubu “çöpe atmak” gibi hafife alma lüksümüz olamaz. Böyle bir davranış, mektubun içeriğini kabullenmek olur ki zedelenen onurumuzun önemsenmemesi anlamına gelecektir. Bu millet, bir kaçığın Cumhurbaşkanımıza yaptığı hakareti asla kabul etmez. Devletimizi yönetenlerin milletimizin bu hassasiyetini dikkate almaları şattır. Bizi aşağılayan aşağılıklara hak ettikleri cevap hemen verilmelidir. Geç kalmanın, çöpe atmanın, önemsememenin ikna edici bir izahı olmalı.Onurumuz her şeyin önündedir, onursuzluğa prim vermeyiz.