29 Ekim 1923: Modern, çağdaş, genç Türk Devleti’nin kuruluşunun temellerinin atıldığı tarih. Türk olarak, milli kimliğimizle tarih sahnesinde yeniden yerimizi alışımız. “Türk” adıyla kurulan 16 Türk d...

29 Ekim 1923: Modern, çağdaş, genç Türk Devleti’nin kuruluşunun temellerinin atıldığı tarih. Türk olarak, milli kimliğimizle tarih sahnesinde yeniden yerimizi alışımız. “Türk” adıyla kurulan 16 Türk devletlerinden ikincisi. İkinci kez yeniden dirilişimiz! Esarete, hürriyetsizliğe, işgale, emperyalizme karşı koyuşumuz! Namusumuz, şerefimiz, şanımız!
“  Yedi düvelle” savaşıp özgürlüğümüzü elde ettikten sonra; harap ve bitap düşmüş, yokluk ve yoksulluk batağına saplanmış, yorgun bir milletle neler başarılmış, nasıl başarılmış? Yönetim şekli olarak cumhuriyet tercih edilmiş. Devletin adı; Türkiye Cumhuriyeti olarak belirlenmiş. Demokrasi benimsenerek adil, eşitlik ilkesine dayalı sosyal bir devlet kurulmuş. Milli kimliğimize yeniden kavuştuk. “Savaş meydanlarında kazanılan zaferleri, iktisadi zaferlerle taçlandırmak” amacıyla ilk iktisat kongresi İzmir’de toplandı. Diyanet İşleri Başkanlığı kurularak yüce dinimiz İslam’ın hurafelerden arındırılıp sahtekar,yobaz, din simsarlarının din sömürücülüğüne son verilerek toplumumuzun gerçek İslam’la müşerref olması sağlandı. Harf inkılabı yapılarak okuma yazma oranının artırılıp toplumun cehaletten kurtulmasının adımları atıldı. Kula kul olma değil, Allah’a kul olma düşüncesi hakim kılındı. Kılık kıyafet inkılabı yapılarak modern, çağdaş bir giyim-kuşam benimsendi. Sümerbank kuruldu. Şeker fabrikaları açıldı. DDY kurularak demir yolu taşımacılığı ele alındı. Milli Eğitim Şurası toplantılarıyla modern, çağdaş, laik bir eğitim sisteminin temelleri atıldı. Evrensel hukuk ilkelerine uygun bir adalet sistemi oluşturuldu. Temelini milli kültürümüzün oluşturduğu milli bir devlet kuruldu. Sanata ve sanatçıya layık oldukları değer verilerek çağdaş bir toplumun sanatıyla ve sanatçısıyla kendini ifade edip tanıtabileceği düşüncesi benimsendi.
Cumhuriyetle kazanımlarımız yazmakla bitmez. Önemli olan yapılanları idrak etmek, korumak, yaşatmak, geliştirmektir. Bağımsız, güçlü bir devletin yaşaması; bağımsız, üreten bir ekonomiyle mümkündür. Ulu Önder Atatürk, bu gerçeklerin ışığında milli bir ekonominin temellerini atarak milli bir devleti kurup bize emanet etmiştir.Görevimiz, bu emanete sahip çıkmak, ihanet etmemektir. Cumhuriyetin ilk yıllarıyla bugünü kıyaslayarak ne durumda olduğumuzu, neleri yapıp neleri yapamadığımızı açık yüreklilikle değerlendirelim; samimi, dürüst ve adil olalım.Gerçekleri görelim ve milli çizgimizden uzaklaştığımızı itiraf edelim.