ABD’nin kaçık başkanı Donald Trump, Türkiye’ye uygulayacağı ambargo kararlarını imzaladıktan sonra Halkbank soruşturmasını yeniden açmayı gündeme getirip Cumhurbaşkanımıza yazdığı o kanımızı donduran...

ABD’nin kaçık başkanı Donald Trump, Türkiye’ye uygulayacağı ambargo kararlarını imzaladıktan sonra Halkbank soruşturmasını yeniden açmayı gündeme getirip Cumhurbaşkanımıza yazdığı o kanımızı donduran skandal mektubun ardından Türkiye’ye gelen ABD heyeti ile yapılan görüşmelerin Barış Pınarı Harekatı’nın durdurulmasıyla sonuçlanması akla takılan soruların cevap bulmasını elzem kılmaktadır. Barış Pınarı Harekatı, Fırat’ın doğusu teröristlerden temizleninceye ve bölgede güvenli bölge oluşturuluncaya kadar devam edecekti. Durdurulması hangi gerekçelere dayanmaktadır?
  • Amerika, YPG-PYD adına masaya oturduğuna göre dolaylı olarak biz bu terörist örgütlerle masaya oturmuş olarak görülmeyecek miyiz?
  • ABD, bizim sınır güvenliğimizi tehdit eden bu terör örgütlerini korumasını içimize nasıl sindirebileceğiz?
  • ABD, bizle mi bu terör örgütlerle mi müttefik?
  • Operasyon yaptığımız 110 kilometrelik alandan ABD’nin askerlerini çekmesi, bölgede Rusya’nın hakimiyetini kabul etmek anlamına gelmez mi?
  • Rusya bizim için ABD’den daha güvenilir mi?
  • ABD, AB ve Arap Birliği ülkelerinin bize dost olmadığı açıkça belli ama Rusya bize ne kadar dost?
Yaşadığımız bu ikilemden sonra Türk Devletleri ile ilişkilerimizin “tek millet,farklı devletler” anlayışı çerçevesinde geliştirilmesi için gerekli anlayış oluşacak mı? Dil birliği, kültür birliği, ticari ve ekonomik birlikler oluşturulup Dünya Türk Birliği’nin hayata geçirilmesi sağlanacak mı?
  • ABD’nin tehditleri Kıbrıs ve Ege’deki sorunlar için de tekrarlanacak mı?
  • Diplomatik skandal olarak Amerikan kamuoyunda da kabul edilen bu mektuba ne zaman, nasıl ve ne şekilde cevap verilecek?
  • Hepsinden önemlisi  teröristler varılan anlaşma gereği bölgeyi 120 saatte ellerindeki ağır silahları bırakarak terk edecekler mi?
  • Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak amacıyla Şam yönetimiyle doğrudan görüşmeler başlatılıp Suriye halkının demokratik bir anayasaya kavuşması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması sağlanacak mı?